MHP'YE GÖRE TEK KURTULUŞ YOLU SEÇİM

[gizligörev39]

MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı, Türkiye'nin bir seçim sürecine girdiğini savunarak, ''Bu bakımdan emanetin sahibi olan Türk milletinin hakemliğine gecikmesizin gidilmesinin, Türkiye'nin geleceğini kurtarmak bakımından yegane çıkar yol olduğunu düşünüyoruz'' dedi. Bölükbaşı, Türk Polis Teşkilatı'nın 165. yıl dönümü dolasıyla Cumhuriyet Alanı'nda düzenlenen etkinlikler nedeniyle geç başladığı basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bölükbaşı, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, MHP Mersin milletvekilleri Arif Akkuş ve Kadir Ural ile İl Başkanı Mahmut Tat'ın katılımıyla Suphi Öner Öğretmenevi'nde gerçekleştirilen ve gecikme dolayısıyla bazı basın mensuplarının tepki gösterdiği toplantıda, Türkiye'de her alanda yaşanan krizlerin giderek derinleştiğini öne sürdü.

Ekonomik ve siyasi krizler ile bütün unsurlarıyla oluştuğunu savunduğu devlet krizinin, her kesimi Türkiye'nin geleceği açısından ciddi endişelere sevk edecek nitelikte olduğunu savunan Bölükbaşı, ''Bugün yaşanan ekonomik, siyasi ve devlet krizinin özü ve özeti Recep Tayyip Erdoğan ve AKP krizidir. Türkiye'nin bu kriz ortamına sürüklenmesinin sorumlusu olanlar ancak demokratik yollardan seçim sandığı ile tasfiye edildikten sonra, Türkiye, krizleri aşarak yaralarını saracağı ve her alanda yeni bir toparlanma dönemini başlatacağı sürece girebilecektir. Bu bakımdan emanetin sahibi olan Türk milletinin hakemliğine gecikmesizin gidilmesinin, Türkiye'nin geleceğini kurtarmak bakımından yegane çıkar yol olduğunu düşünüyoruz'' diye konuştu.

Türkiye'nin bir seçim sürecine girdiğini ileri süren Bölükbaşı, şöyle konuştu:

'Sayın Başbakan ne kadar seçimlerin zamanında yapılacağını söylese de seçimlerden kaçmak için her türlü gayrimeşru yola başvurmaya hazır olsa da seçim sandığı yakın gelecekte milletin önüne gelecektir. Anayasa değişikliği süreci ya Meclisten dönecek ya da referanduma giderse inşallah milletten dönecektir. Her iki halde de Türkiye'yi bekleyen erken bir genel seçimdir. TBMM'de 330'u bulamazlarsa da seçim vardır, bulup da referanduma giderlerse de Türkiye'yi seçim beklemektedir.

Seçim sandığının bir an önce Türkiye'nin önüne gelmesinde ısrarcı olmamızın nedeni, ülkemizin kan kaybediyor, güç kaybediyor, her alanda güçler sarmalına hapsolmuş vaziyette, can çekişiyor olmasıdır. Bu sürecin biran önce durdurulabilmesi için emanetin sahibi olan millete verilmesinden tabii bir şey olamaz. Başbakan ne kadar aksini söylese de Türkiye bir seçime gidecektir. Genel Başkanımızın da söylediği gibi bu seçimin tarihi 7 Kasım 2010 Pazar günüdür.''

-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ SÜRECİ-

Bölükbaşı, ''Anayasa değişikliği süreci, Başbakan Erdoğan'ın Türk milletine pazarlamaya çalıştığı gibi bir demokratikleşme özleminin sonucu değildir'' dedi.

Anayasa değişikliği sürecinin ne olduğunu, AK Parti'nin bu süreçten neyi amaçladığını, bunun arkasındaki gizli niyetlerin ne olduğunu milletin her yönüyle çok iyi değerlendirmesinin hayati bir zaruret olduğunu belirten Bölükbaşı, şunları kaydetti:

''Başbakan Erdoğan'ın Anayasa değişikliğini gündeme getirmesinin nedenlerinden birincisi, Türkiye'nin gerçek gündeminin tartışılmasını önlemek ve gözlerden kaçırmak, ikincisi lekeli siyasi siciline uyarlanmış bir yargı düzenlemesi yaparak Türk adaleti önünde hesap vermekten kurtulmanın yollarını aramak, üçüncüsü de etnik bölücülüğü meşru faaliyet alanına getirerek, PKK açılımını, Türk milletinin önümüzdeki seçimlerde bir kez daha kandırmayı başarırsa hayata geçirmek için anayasal alt yapısını hazırlamaktır.''