Türk Kadınının Tarihine Kısa Bir Bakış..

[Dava_Gülü]

Aile ile toplum arasında bir köprü vazifesinde olan kadının yeri dünyada ve Türkiye’de göz ardı edilemeyecek bir önem taşımaktadır. Milletlerin gelişmişliği kadına verilen değere bakılarak da anlaşılabilmektedir.
Türk kadını hem İslamiyet’ten önce hem de İslamiyet’i kabul etmesinden sonra gereken değeri almıştır. Örneğin eski Türk beyliklerinde kadının yeri bulunuyordu. Hun devletlerinde hakanın yanında “hatun” olarak yer alıyor ve devleti idare eden han devleti bilen ise hatun olarak söyleniyordu. Emirler imzalanırken de her ikisinin de onayıyla yapılıyordu ve dışardan gelen elçilerde hatun ve hanın önünde kabul ediliyordu. Neredeyse kadınla erkek toplumsal durumda eşitti. Ayrıca kadın da iyi ata biner ve kılıç kuşanırdı. Dede Korkut kitaplarında da kadından saygı ile bahsedildiğini bilmekteyiz.
İslamiyet’ten önce Araplarda kadına insan muamelesi bile yapılmayıp kız çocukları diri diri gömülürken Türklerde yazılı örneklerde de görüldüğü gibi gereken önem her zaman verilmiştir.
İslamiyet’ten sonra da Türklerde değişen bir şey olmamış, kadın erkekle ayrılmaz bir ikili oluşturmuştur.
Kurtuluş Savaşı yıllarında da Türk kadınlarının fedakarlıklarını görülmüştür. Milleti için erkeğiyle birlikte savaşmış, vatan korunmasında yardımcı olmuş, yeri gelmiş yüz yüze savaşın içinde yer almıştır. Atatürk Kurtuluş Savaşı sırasındaki kahramanlıklarını unutmayarak kadınlara seçme seçilme hakkını vermiş, kendisi de kadınların eğitimi konusuna önem vermiş, Türk kadınının toplumun her kesiminde görev yapması gerektiğinin üzerinde durmuştur. Bunuda “Kadın analık hizmetini ve toplumdaki görevini iyi yapabilmek için çok sağlam bilgilerle donatılmalı ve faziletli olmalıdır” sözleriyle dile getirmiştir.
1923’lerde Atatürk Konya’da “Milletin hayati kabiliyetini ayakta tutan hep kadındır. Çift süren, tarlayı eken, ormandan odun, kereste getiren, ürünlerini pazara götüren, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber kağnısıyla, kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephane taşıyan hep onlar, o ulvi fedakar Anadolu kadınları olmuştur.” diyerek kadına dikkati çekmiştir.
Türk kadını öyle bir aşkla doluydu ki tüm savaşlarda eşiyle yan yana olmuş, gereken desteği vermiştir. Nene Hatunları, Eskişehir Savaşında kendi araçlarıyla görev yapan 12 Türk kadınını (bunlara madalyada verilmiştir.), Emine’leri, Ayşeleri vs. unutmamız mümkün değildir.
Kadın öncülerden Halide Edib’i, sanat ve edebiyat alanlarında kürsülere gelen kadınlarımızı, Afet İnan’ları, Sabiha Gökçen’leri ve daha nicelerini örnek gösterebiliriz.
Bunlar aslında çok genel olarak Türk kadınının tarihini anımsamak içindi. Ama unutulmayan öyle kadınlar oldu ki bizlerin yaşamında unutulmayanlar arasında kaldı.
Türk tarihinde rol oynayan bu kahramanlardan bahsetmeden geçmek elbette mümkün değil. Örneğin “Gelinlerin anası” ünvanıyla tanıdığımız İPARHAN..
İffeti ve milletinin geleceği uğruna bir Çinli ile evlenmektense canına kıyan kahramanca ölen hafızalarımıza kaydettiğimiz Türk kadını…

200 sene önce Türkistan’da yaşayan, üzerinde yaşadığı toprakları kocası ile birlikte müdafaaya çalısan, esir düştüğünde dahi Çinlilere boyun eğmeyip ölene kadar Türk gibi yaşayıp, örf ve adetlerine sadık kalan iffet sembolü DİLSAD..
Rus Çarların ayılarca meydan okumuş kahraman Türk kadını SUYUMBİGE HATUN…
Kendisine inanan yürekli 20 sipahiyle beraber Rus ordularına tek başına karşı koyan Türk kadını EMİNE BANU…
İran kralıyla evlenip Türk topraklarının İranlıların eline geçmemesi için savaşı göze alarak teklifini kabul etmeyen ve zaferle sonuçlandıran kahraman Türk kadını TOMRİS…
Bunlar gibi bir sürü örnek sayılabilir. Her birisinin tek tek okunması öğrenilmesi gereken önemli şahsiyetlerden çok kısa bahsederek geçtim. Ama aile hayatında ezeli ve ebedi başarısı, çocuk yetiştirme özellikleri şiirlere, tarihe hatta rüyalara geçen bu kişiler gibi olmak elimizde bunu unutmamak gerek…
Sabiha Gökçen’in “Türk kızına, Türk kadınına her alanda güvenmelisiniz… Onlar anne olmasını, gerçek bir anne olmasını bildikleri kadar, medeni alemin her branşında da üstün yetenekleri ile birer uzman olmasını bilecek kadar çalışkandırlar; inançlıdırlar, gayretlidirler… kadınımızın, kızımızın yeri medeniyetin emrettiği, medeniyetin getirdiği yeniliklerin yeridir.” sözleri zaten neler yapabileceğimizin göstergesi…
Atatürk’e “sırtlarında mermi taşıyan erkekleri kadar kahraman kadınlara sahip olan bu ulus için artık boyunduruk altında yaşamak mevzubahis olamaz” sözlerini dedirten kahraman kadınlarımızı unutmak mümkün değil, önemli olan bizdekileri bilip farkına varmak…