Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Başbuğ'un Bilim ve Teknoloji Hakkındaki Görüşleri

Aşağa gitmek

Başbuğ'un Bilim ve Teknoloji Hakkındaki Görüşleri Empty Başbuğ'un Bilim ve Teknoloji Hakkındaki Görüşleri

Mesaj  yolların sonu Salı Kas. 03, 2009 7:38 pm

İnsanlık, fiziki güce dayanan tarım toplumu ve arkasından 200 yıldan fazla süregelen sanayi çağından sonra, esas itibariyle bilgiye dayan bilgi çağı denilen yeni bir çağa girmiş bulunmaktadır. Geçmiş çağlarda olduğu gibi, bu çağda da insanları ve toplumları birbirinden ayıran özelliklerin başında sahip oldukları güç gelmektedir. Gücün kaynağı çeşitli olsa da en önemlisi bilgidir. Bilgi ile sahip olunacakların sayısı ve miktarı istenilen ölçüde artırılabilir. Somut, fiziki güce dönüşebileceği zihinsel beceriler toplamına Bilim, bilgi edinme işine araştırma ve bilginin güç veya kuvvete dönüştürülmesine Teknoloji denilmektedir. Bilgi toplumuna ulaşmanın yolu eğitim, bilimsel insan gücü bilgi araçlarının üretimi ve yaygın kullanımıdır. Bilgi toplumu olunduktan sonra teknoloji üretmek kolaylaşacaktır.

Başbuğumuz gelişmeciliğe, bilim ve teknolojiye büyük önem veriyordu, bundan dolayıdır ki ilimciliği beşinci ve gelişmeciliği de dokuz ışık doktrininin sekizinci maddesine koymuştu.

Başbuğ gelişmeciliği şöyle tarif etmektedir: Daima daha iyiyi, daha gelişmiş bir durumu elde etmek için araştırma yapmak; daha iyiye, daha mükemmele varmak arzusu taşımak ve bunun için çareler aramaktır. Gelişmecilik devrimcilikten farklıdır çünkü devrimcilik geçmişe ait her şeyi yıkmak, geçmişe ait değerlerden vazgeçmek şeklinde tezahür ederken, gelişmecilikte geçmişten alınan güç ve destekle, tecrübeyle yenilikleri gerçekleştirmek vardır diyerek gelişmecilikle devrimciliği ayırt etmektedir.

Başbuğumuz Sayın Alparslan Türkeş, Endüstri ve Teknikçiliğe ayrı bir önem vermektedir. Bunun için Milli doktrin Dokuz Işık'ın içerisine ilimcilik ilkesi bulunmakla beraber ayrıca birde endüstri ve teknikçilik ilkesi konulmuştur.

Endüstri ve teknik hakkındaki değerlendirmesi ise şöyledir: ''Bugün dünya atom, nükleer ve uzay çağına girmiş bulunmaktadır. İnsanlığın hayatında endüstri ve makine önemli yer almış bulunmaktadır. Türk Milletinin 300 yıla varan bir dönem içerisinde uğramış olduğu yenilgiler ve karşılaşmış olduğu felaketler, acılar, gelişen makine gücünün endüstri gücünün karşısında Türk Milletinin kol gücüyle, hayvan gücüyle yalın bir durumda kalmış olmasıdır. Bugün bir toplumun güçlü olması her şeyden önce modern sanayi kurmuş olmasına, teknikte ve endüstride en yüksek seviyeye çıkmış bulunmasına bağlıdır. Modern bir toplum olmak, güçlü bir devlet, millet haline gelmek için Türkiye'nin en kısa zamanda dünyanın en ileri endüstri ülkesi haline gelmesi gerekmektedir''.


Başbuğumuz, Milliyetçi Hareketi; ülkücülüğü ve gerçekliği birlikte yoğurarak Yeni Ufuklara Doğru Türk milletinin kanatlanışını öngören bir hareket olarak tarif etmekte ve ülkücülük içinse şunları söylemektedir. "Ülkücülük" idealizm" demektir.

Bizim ülkümüzün hedefi Türk Milletini en kısa yoldan, en kısa zamanda başkalarına avuç açmadan çağlar üzerinden sıçra***** çağdaş medeniyetin en ön safına geçirmek, ilimde, teknikte, medeniyette yeryüzünün en kuvvetli varlığı haline getirmek, Türklüğü yüceltmektir." Merhum Başbuğumuz Dokuz Işık doktrininin merkezine de ilimi oturtmakta ve şunları ifade etmektedir. "Dokuz ışık milli doktrin her şeyini Türklüğün tarihinden almış olan modern ilmi, tekniği önder kabul etmiş bir görüştür. Bunun kuvvetini almış olduğu temel kaynak Müslümanlık ve Türklüktür" Dokuz ışığın temel kaynaklarından birisi; Türklük şuuru, İslam imanı, İslam ahlakı ve faziletidir. Diğer bir kaynağı ise insan sevgisi, insan haysiyetine sonsuz saygısıdır.


Bundan 40 yıl evvel, yaşadığımız çağ endüstri ve teknik çağıdır, insanlar bugün bu sayede yıldızlara gidiyor. Bunlar ilmin, endüstri ve tekniğin (Bilim ve Teknolojinin) sağladığı imkanlardır. İnsanlığın istikbali ve mutluluğu buna bağlıdır. Kuvvetli olmak, milli varlığımızı korumak için şarttır. Kuvvet ise endüstri ve teknikte kaimdir demek suretiyle büyük insan tamamlamakta olduğumuz çağı en güzel ve en ilmi bir analizle tarif etmekte aynı tarifle önümüzdeki asır için büyük Türk Milletine ışık tutmaktadır. Başbuğumuzun İlim ve Teknik konusundaki görüşleri derin ve sistematiktir ki bu konuda milletimizin yapısı gerekenleri açıklamaktadır. Türk Milletinin içinde bulunduğu perişan durumdan biran önce kurtulmasını her şeyden önce İlim ve teknik sahasında büyük ilerleme hızlı bir ilerleme kaydetmesine bağlı olduğunu ifade ederken bunun için dünya çapında yüksek kaliteli ilim adamları mühendisler ve teknisyenler yetiştirmek gerektiğinin de altını çizmektedir. Türkiye'de bugün her İlim Meclisinde savunulan, İlim Adamları ve Mühendislerin yetişme yoğunluğunun eğitim sistemiyle alakalı olduğunu 35-40 yıl önceden Türk Milletinin münevverlerine yetkililerine anlatıyor ve şöyle sesleniyor; şimdiye kadar memleketimizde körü körüne uygulanan Milli Eğitim sistemini değiştirmek, bunun yerine Türkiye'nin biran önce İlimde, Teknikte, Sanayide en ileri memleketlerin seviyesine çıkmasını sağlayacak dünya çapında yüksek kaliteli İlim Adamları ve Mühendislerin yetiştirileceği bir eğitim sistemi kurmak zorundayız.


Muhterem Başbuğumuz, bugün bilgi çağı kadar yeni olan, dünyadaki değişime ve gelişmelere paralel olarak ortaya çıkan, insanların ve milletlerin birbirlerine eskisinden daha yakın ve daha fazla ihtiyaç duydukları sosyolojik sonucu, büyük güçlerin bir sömürü aracı olarak kullanmaya çalışarak ifade ettikleri şekliyle Globalleşme yada küreselleşmeyi Türk Milleti için olduğu kadar bütün insanlığın menfaatleri açısından bundan onlarca yıl önceden şöyle yorumlamaktadır. "Bir Robinson Cruse hayatı, artık fertler için olduğu gibi milletler içinde imkansızdır. Çağımızda fertlerde, milletlerde iç içe girmiş bir kader ağı içinde yaşıyorlar. Sadece bilgi ve haber akşının buna bağlı olarak ta kültür ve ideoloji cereyanlarının çok ilgi çekici bir şekilde gelişip yayılmasından değil, çok önemli bazı diğer sebepler yönünden de her milletin kaderi belli bir noktadan itibaren insanlığın genel kaderine bağlanmış bulunmaktadır." Bu sebepleri de uzun uzun açıklamakta insanlığın topyekün kurtuluş için dünya sulhuna ne kadar ihtiyaç olduğunu, dünyadaki kritik dengede Türk Milletinin nelere dikkat etmesi gerektiğine ve ona ne kadar çok ihtiyacı olduğuna işaret etmektedir.
yolların sonu
yolların sonu
Yönetici
Yönetici

Mesaj Sayısı : 403
Teşekkür Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 26/08/09

https://milgenc.forum.st

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Başbuğ'un Bilim ve Teknoloji Hakkındaki Görüşleri Empty Geri: Başbuğ'un Bilim ve Teknoloji Hakkındaki Görüşleri

Mesaj  yolların sonu Ptsi Ocak 04, 2010 2:41 am

BAZILARI BİZİ SOKAK HAREKETLERİNE SÜRÜKLEMEYE ÇALIŞMAKTA VE KENDİLERİNE HALA ÜLKÜCÜ DEMEKTE
Ülkücüler sokaklarda değil Başbuğun izinde emrettiği gibi hertürlü bilim ve teknoloji alanında yer alacaktır.

ÖNCE KALEM SONRA SİLAH...
yolların sonu
yolların sonu
Yönetici
Yönetici

Mesaj Sayısı : 403
Teşekkür Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 26/08/09

https://milgenc.forum.st

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz