Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Türkiye 2. Marka Zirvesi

Aşağa gitmek

Türkiye 2. Marka Zirvesi Empty Türkiye 2. Marka Zirvesi

Mesaj  Kızgın Sokaklar Salı Kas. 10, 2009 3:47 pm

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Bilkent Üniversitesi Marka Yaratma ve Yönetme Kulübü'nün bu yıl ikincisini organize ettiği ''Türkiye Marka Zirvesi''ne katıldı.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ERGÜN:
''TÜRKİYE'NİN İSTENİLEN DÜZEYDE İHRACAT YAPABİLMESİ
ANCAK DÜNYA ÇAPINDA İMAJI OLUMLU VE TANINAN MARKALAR
VASITASIYLA MÜMKÜNDÜR''
'''TÜRKİYE OLARAK, FARKIMIZI HİSSETTİRECEK MARKALAR
ÇIKARMAK DURUMUNDAYIZ. ANCAK BU ŞEKİLDE GİREMEDİĞİMİZ
PAZARLARIN KAPILARI TÜRKİYE'YE AÇILACAKTIR''

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin istenilen düzeyde ihracat yapabilmesinin ancak dünya çapında imajı olumlu ve tanınan markalar vasıtasıyla mümkün olacağını söyledi.
Bakan Ergün, marka zirvesinde yaptığı konuşmada, firmaların mallarını veya hizmetlerini tüketicilere sunarken rakiplerinden farklarını da ortaya koymaları gerektiğini, bu farkın da öncelikle kalite ve özgün tasarımlarla sağlanabileceğini belirtti.

Bunun için kullanılacak işaretin de marka olduğuna ifade eden Ergün, markalı malların alıcıların tercihlerini belirlemedeki en önemli etkisinin, tüketici gözünde edinilen kalite ve güvene bağlı olumlu imaj olduğunu söyledi.
Tüketicilerin, beklentilerine cevap veren ürünleri tekrar tekrar satın almasıyla, giderek markayla tüketici grubu arasında sıkı bir bağ oluşmaya başladığına dikkat çeken Ergün, firmaların da bu bağı daha da güçlendirmek için çeşitli reklam ve satış stratejilerine başvurduklarını, böylece alıcının başka bir markayı tercih etmesinin önüne geçmeyi hedeflediklerini kaydetti.

Türkiye'nin ihracatında markalaşmanın yerinin her geçen gün daha büyük önem kazandığına vurgu yapan Ergün, ihracatta markanın, ülkeye giren döviz miktarının yanı sıra firmanın ve ülkenin rekabet gücünü de artırdığını belirtti.
Fason üretim yapmak yerine dünya çapında markalı ürünler üretip ihraç etmenin, ülkeye giren döviz miktarını katlanarak artırdığını ifade eden Ergün, ''Tam bu noktada belirtmek gerekir ki, geçmiş dönemlerde ülkemiz ihracatının zayıf noktalarından biri uluslararası pazarlarda Türk markalarının yer edinememesi ve olumsuz Türk Malı imajı olmuştur. Artık bu imajın yıkılarak dünya genelinde olumlu bir imajın oluştuğunu görmekteyiz'' dedi.

Türkiye'nin istenilen düzeyde ihracat yapabilmesinin ancak dünya çapında imajı olumlu ve tanınan markalar vasıtasıyla mümkün olacağını kaydeden Ergün, şöyle devam etti:
''Aynı şekilde, Türkiye'deki yerli işletmelerin yurt içi ve yurt dışı pazarlarda etkin ve devamlı olabilmeleri için güçlü markalar ile ön plana çıkmaları, gelinen noktada büyük bir mecburiyettir.
Artık Türk sanayicisi de küresel rekabette yerini almaya başlamıştır. Bugün Avrupa'da, Rusya'da, Ortadoğu ve Orta Asya'da, sektörel bazda tüketiciler tarafından bilinen ve tercih edilen Türk markaları vardır.''

TASARIM KULLANIMI
Uluslararası markalaşma sürecine katkı yapan önemli hususlardan birinin de tasarım kullanımı olduğunu ifade eden Ergün, kendilerinin de ülkenin tasarım stratejilerinin belirlenmesine ve toplumda ''Türk Tasarımı'' imajının yerleştirilmesine yönelik kararlar almak amacıyla, Türk Tasarım Danışma Konseyi'ni kurduklarını hatırlattı.
Ergün, Konseyin üretimin katma değere dönüştürülmesi aşamasında en çok eksikliği hissedilen tasarım ve bu tasarımcılığın dünya pazarında tercih edilir konuma getirilmesine yönelik boşluğu büyük oranda dolduracağını kaydetti.
Gelecek yıl Ocak ayında, Konsey üyelerinin yanı sıra sivil toplum örgütleri temsilcilerinin de katılımıyla bir çalıştay düzenleyeceklerini belirten Ergün, Konseyin ayrıca tasarım alanında bir Strateji Belgesi ve Eylem Planı da hazırlayarak, bu konudaki yol haritasını ortaya koyacağını bildirdi.

Ergün, ülkenin uluslararası rekabet gücünü belirleyecek en önemli faktörlerden biri olan marka ve markalaşma konularında mesafe kat edilebilmesinin, markaları da içine alan sınai mülkiyet sisteminin etkinliğinin artırılmasına bağlı olduğunu vurguladı.
Türkiye'deki marka tescil başvurularına da değinen Ergün, söz konusu başvuruların 2007 yılında 72 bine, geçen yıl ise 75 bine ulaştığını bildirdi. Ergün, Türkiye'nin marka başvurularında, Fransa ve Almanya ile birlikte Avrupa'da ilk üç arasında yer aldığını dile getirdi.

''BİZ DE VARIZ DİYEBİLMELİYİZ''
Küreselleşen rekabet ortamında öne çıkmanın ancak özgün tasarımlarla, güçlü markalarla ve teknolojik değeri yüksek patentlerle mümkün olduğunu yineleyen Bakan Ergün, ''Türkiye olarak, farkımızı hissettirecek markalar çıkarmak durumundayız. Ancak bu şekilde giremediğimiz pazarların kapıları Türkiye'ye açılacaktır. Bu nedenle önümüzdeki dönemde hedefimiz, kendi markalarımızla uluslararası piyasalarda (Biz de varız) diyebilmektir'' diye konuştu.
Bakan Ergün, bu yıl başlattıkları tekno girişim sermayesi desteğine de değindi ve her yıl ''bir fikrim var'' diyen, ticarileşecek bir iş fikrine sahip olan 100 lisans son sınıf öğrencisi, yüksek lisans öğrencisi, doktora öğrencisi ya da doktorasını yeni bitirmiş genç akademisyene teknoparklarda yer hazırladıklarını ve kefilsiz, geri ödemesiz 100 bin lira sermaye verdiklerini hatırlattı.

Bazı kişiler ya da çevrelerin bu sermaye için ''gençler bu parayı batırırlarsa'' dediğini belirten Ergün, ''Tamam batırsınlar. Onlar batırsın. Nice paralarımız nerelere gitti. 100 tane kafası çalışan adam paramızı batırsa ne olacak? Bu arkadaşlarımız arasından önümüzdeki yıllarda önemli tekno girişimciler çıkacaktır. 3 tane çıksa... 5 tane çıksa... 1 tane Bill Gates olsa ne olur? İyi bir şey olur ve o iyi bir şeye biz de destek olmak istiyoruz'' diye konuştu.
Kızgın Sokaklar
Kızgın Sokaklar
ORGENERAL
ORGENERAL

Mesaj Sayısı : 284
Teşekkür Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 03/10/09
Yaş : 28
Nerden : TURAN sokakları

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz