Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kutlu Başkent Ankara

Aşağa gitmek

Kutlu Başkent Ankara Empty Kutlu Başkent Ankara

Mesaj  Kızgın Sokaklar Salı Ekim 13, 2009 9:28 pm

13 EKİM 1923....



Seksen altı yıl önce Ankara; Ötüken’den, Horasan’dan, Merv’den, Konya’dan, Edirne’den ve İstanbul’dan sonra Türk’ün yeni kutlu başkenti olmuştur.



Tarih 16 Mayıs 1919’u gösterdiğinde İstanbul’dan yola çıkan Mustafa Kemal, sadece Samsuna değil; bir milletin geleceğini, vatanını, dinini ve namusunu kurtarmaya gidiyordu.

Kellesini kurtarmak uğruna vatan toprağını İngiliz’e, Yunan’a, Fransız’a peşkeş çekenlere karşı durmak için Anadolu’ya, vatanın gerçek sahiplerinin yüreğine ulaşmaya gidiyordu. Onlarla beraber bir milleti kurtarmaya gidiyordu. Mücadeleyi millete mal ediyordu. Mustafa Kemal Samsun’dan Erzurum’a geçmiş oradan Sivas’a giderek milli mücadelenin temellerini atmıştır.



Osmanlı Mebusan Meclisi son kez toplandığında, Türk’ün dönülmez yemini olan, emperyalistlerin kirli emellerine büyük darbe vuran Misak-ı Milli’yi kabul ediyorlardı. Bunun üzerine İngilizler 16 Mart 1919’da İstanbul’u resmen işgal ettiler. Meclisi basarak birçok mebusu tutuklayıp Malta’ya sürmüşlerdir. Kaçabilenler ise Mustafa Kemal’in ordusuna katılmak için Anadolu’ya, kurtuluşu Anadolu’da arayanların safına geçmişlerdir. Artık İstanbul Türk’e bağımsızlığını kazandıramazdı. Tek kurtuluş Anadolu’daydı hatta Padişahı bile kurtaracak olan Anadolu’nun orta yeri Ankara’daydı.



Mustafa Kemal stratejik düşünceleri, uzağı görme yeteneği, askeri dehası ve manevi inancıyla; 27 Aralık 1919’da Sivas’tan Hacı Bayram-ı Veli’nin dergahı Ankara’ya gelmiştir. Kendisini Dikmen sırtlarında kalabalık bir heyet ve Oğuz’un töresinde olduğu gibi Seğmen Alayı karşılamıştır. Adı, soyu, boyu, töresi Oğuz olan vatan için serden geçen, Anadolu’yu yurt yapan Selçuklu’nun temelinde var olan, üç kıtada at süren Osmanlı’nın özünde olan Seğmenler şimdi bu büyük milleti kurtarmak için inandıkları komutana vatan uğrunda ölmeye geldik diyerek bağlılıklarını bildirmişlerdir.



Mustafa Kemal, Ankara’da büyük bir sevinçle, büyük bir inançla karşılanmış ve Kurtuluş Savaşının en büyük dayanağı olan milletin kararlılığını burada görmüştür. Gücünü Ankara’dan Anadolu’nun bağrından alan Atatürk; Türk’lerin sonsuza kadar varlığını sürdüreceğini bir kez daha kanıtlayan inançlı, kendinden emin, bağımsızlıktansa ölmeyi yeğleyen orduyu Ankara’da kurmuş ve buradan komuta etmiştir. Bu ordu İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da Türk’ün yenilmezliğini bir kez daha kanıtlamıştır. 23 Nisan 1920’de Ankara’da İstanbul’u Anadolu’ya tabii kılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kurmuştur. Bu meclis ve üyeleri Kurtuluş Savaşında kazandıkları zafer ve hakla Lozan’da Anadolu’yu ilelebet Türk’ün anayurdu yapmıştır.



Ve artık vatanını canla başla savaşarak kurtaran Anadolu’yu ödüllendirme zamanıydı. 13 Ekim 1923 günü TBMM’de alınan tek maddelik anayasa kararıyla Ankara Türk’e kutlu başkent olmuştur.



Ankara başkent olmadan önce Hacı Bayram Veli’nin yaşadığı ve öldüğünde gömüldüğü büyük manevi değerlere sahip olan bir kenttir. Selçukluyu kuran, Anadolu’yu yurt yapan, Osmanlıyı yaşatan ve şimdide Anadolu’nun Türk kalmasında büyük emekleri olan Ahiliğin merkezlerinden biri olmuştur.



Ankara tarihte Türklerin, Ermenilerin, Yahudi ve Hıristiyanların beraber yaşadığı bir kent olmuştur. Kıtlık ve susuzluk kentin büyümesini engellemiştir. Ankara valisi Abidin Paşa zamanında tiftik sanayii geliştirilmiş, yirmi kilometre uzaklıktan su getirilmiş, demiryolları kurulmuş, devlet tiftik çiftliği kurularak şehrin gelişmesine katkıda bulunulmuştur.



13 Ekim 1923 ‘de alınan kararla başkentin İstanbul gibi büyük bir limandan, türlü çıkarların çatıştığı bir büyük kentten vatan toprağının tam ortasına taşınarak; tehditlerden uzak, memleket meselelerinin konuşulduğu, refah ve kalkınmanın daha iyi gerçekleştirilebileceği Ankara’ya yeni kutlu başkente taşınması Türk Milleti için önemli bir adımdır.



Ankara’nın başkent olmasıyla, ülkedeki siyasi, askeri, adli başkent olsa da maalesef ekonomik başkent olamamıştır. Başkent statüsüyle Ankara gelişmeye ve Anadolu’yu geliştirmeye başlamıştır. Modern yapılar yapılmış, yeni ekonomik sahalar, fabrikalar açılmış, nüfus artmış ve gelişmekte olan bir başkent seviyesine yükselmiştir. Ancak bugünlerde Ankara; bu kutlu başkent hak ettiği değeri görememektedir. Bütün millete eşit mesafede olma özelliği unutularak; içi boşaltılmaya önemli kurumları tehlikeye açık ve Anadolu’dan kopuk olan İstanbul’a taşınma düşüncesi, Ankara’yı başkent yapanların kemiklerini sızlatmaktadır. Sürekli gelişmekte olan bir ülkenin başkenti olan Ankara’nın gelişmiş başkentler seviyesine çıkarılamaması, gereken önemin verilmemesi ayrıca üstünde durulması gereken bir konudur. Ankara ilk başkent olduğu yıllarda kendi çevresini ve tüm Anadolu’yu kalkındıran bir yapıya sahipti. Ancak günümüzde bırakın Anadolu’yu kendisini zar zor idare eden bir şehir durumundadır. Alt yapı eksikliği, ulaşım, gerekli planlama yapılmadığı için çekilen susuzluk Ankara’nın başlıca sorunlarıdır.



Ankara, en kısa zamanda tarihinden aldığı güçle yine dağları delen Türk milleti gibi özüne dönecektir ve büyük gelişmiş Türkiye’nin oluşumuna ilham kaynağı olacaktır. Bunu kendine görev ve dava kabul eden genç nesillerin bu yolda yılmadan yıkılmadan çalışarak başaracaklardır.
Kızgın Sokaklar
Kızgın Sokaklar
ORGENERAL
ORGENERAL

Mesaj Sayısı : 284
Teşekkür Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 03/10/09
Yaş : 28
Nerden : TURAN sokakları

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz