Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

BAHÇELİ'NİN KÜRT AÇILIMINA 11 TEPKİSİ

 :: HABERLER :: Haberler

Aşağa gitmek

BAHÇELİ'NİN KÜRT AÇILIMINA 11 TEPKİSİ Empty BAHÇELİ'NİN KÜRT AÇILIMINA 11 TEPKİSİ

Mesaj  gizligörev39 C.tesi Ekim 17, 2009 12:22 am

MHP'nin 40'ncı yıldönümü etkinliklerinde Kayseri'de konuşan Bahçeli salona "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" tezahüratlarıyle girdi. Bahçeli hükümete verdi veriştirdi.. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'demokratik açılım' sürecinde MHP'nin yer almayacağını belirterek, "MHP destek olmayacak. Hepsinden önemlisi asla sessiz kalmayacaktır. Yüksek sesle ve tam bir zamanlamayla yaptığımız bu uyarılar, ne mutlu ki kamuoyunda olumlu yankılar bulmuştur. Gelişmeleri sessizce izleyen ve adeta kaderine razı olan aziz milletimiz yalnız ve sahipsiz olmadığını anlamıştır" dedi.

Kayseri Kadir Has Kongre Merkezi'nde düzenlenen konferansa Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı, Bülent Didinmez, MHP İl Başkanı Süleyman Korkmaz ile partililer katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP'nin kuruluşunun 40'ncı yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde 'Çözülen Ülke Türkiye ve Tavrımız' konulu bir konferans verdi.

"Devletin başına Devlet gelecek", "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" tezahüratları arasında kürsüye gelen MHP Genel Başkanı Bahçeli, salonu selamladı. Bu toplantıların ilkini 29 Ağustos 2009 tarihinde 'Çözülen Ülke Türkiye ve Ülkümüz' adıyla Ankara'da gerçekleştirdiklerini hatırlatan Bahçeli, ikincisini ise 'Çözülen Ülke Türkiye ve Tavrımız' başlığı altında Kayserili dava arkadaşlarıyla paylaşmaktan son derece mutlu olduğunu ifade etti. Bahçeli, "Geçtiğimiz yılların ertelenmiş ve birikmiş sorunlarına ilave olarak yaz boyunca yaşanan vahim gelişmeler, Türkiye'mizi sıkıntılı günlerin beklediğini ortaya koymaktadır.

Hükümetle işbirlikçilerinin bütün imkanlarını seferber ederek kamuoyu oluşturmaya çalıştığı süreçteki gelişmeleri hepiniz biliyorsunuz. Bugün sizlerle yapacağımız bu toplantıda hükümetin 'açılım' adını verdiği konuyla ilgili gelişmeleri bütüncül bir bakışla değerlendirmek düşüncesindeyim. Meclisin tatil olduğu dönemde yaptığımız basın toplantıları ve açıklamalarıyla bu konulardaki kapsamlı düşünce ve görüşlerimizi paylaşmıştık. Ancak bugün burada dile getireceğim görüşler bu açıklamaları tamamlayacak, destekleyecek ve açacak ilave yorum ve düşünceleri ihtiva edecektir. Karşımızdaki sürecin nereye yöneldiğinin nasıl sonuçlanacağının gelişme ve istikametinin ne olacağının doğru yolunu şüphesiz ki çok önem kazanmıştır" dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün geçen Mart ayında İran'a giderken kendi tabiriyle Kürt sorununda iyi şeyler olacak müjdesi verdiğini hatırlatan Bahçeli, "Mayıs ayında Çek Cumhuriyeti dönüşünde, 'ister terör, ister Güneydoğu, ister Kürt meselesi deyin bu Türkiye'nin birinci sorunudur. Halledilmesi lazımdır', sözleri ülke gündeminin önceliğini değiştirmiştir. Bu açıklamaların ardından sözde fırsatlar için sarf ettiği 'asker, sivil, istihbarat aklınıza kim gelirse herkes uyum içindedir' açıklamaları kafaları iyice karıştırmıştır.

Bu sözler üzerine kamuoyu haklı olarak fırsatların ne olduğunu, kimlerle uyum içinde bulunulduğunu sorgulamış ve cevaplarını aramıştır. Cumhurbaşkanı tarafından başlatılan açılım süreciyle birlikte hükümet etrafında derhal sözde yazar, sanatçı aydınlardan oluşan lobiler oluşmuştur. Zuhur eden bu koro, toplumu etkilemek için hep bir ağızdan demokrasinin gelişmesiyle anayasal değişiklik yaygarasına başlamıştır. Bu kapsamda ülkücülüğü kendinden meçhul, meşhur olmuş ve köşe tutmuş şahısların, partimizi yönlendirme çabaları da hız kazanmıştır" diye konuştu.
"MHP'NİN TÜRKİYE İÇİN DÜŞÜNDÜKLERİ BELLİDİR"

Bütün bu sürecin baştan beri MHP'nin farkında olduğunu kaydeden Bahçeli, "Partimiz 12 Mayıs tarihli grup toplantısında gerek cumhurbaşkanını bu gelişmelerdeki rolünü ve fonksiyonunu gerekse üzerime oynanmak istenen oyunu sorgulamıştır. Aradan geçen 4 ay içinde öğrenmek istediğimiz sorularımız karşılık bulmamış, tutsak ve çözüm adı altında teslimiyet dayatmak isteyen muhataplarına da bugüne kadar doğrudan açıklama gelmemiştir. Kabul etmek lazımdır ki ülkemizin zarar göreceğini düşündüğümüz her milli meselede son sözü söyleyecek olan, millet ve onun değerlerini temsil eden partiler, fikirler ve kamuoyudur. MHP yeni bir siyasi hareket değildir. 40 yıllık çok çetin kulvarlarda mücadelesini sürdüren siyaset temsilcisidir. Türkiye için düşündükleri bellidir. Gelişmeleri geçmiş, bugün ve gelecek boyutuyla kavrayıp tahmin yapacak vizyonu ve kadroları vardır. MHP, kurulduğundan beri verdiği mücadeleyle Türk siyasetinde yer edinmiştir. Bizim geçmişte dile getirdiğimiz 'önce ülkem ve milletim, sonra partim ve sonra ben' ilkesi, aslında bu hassasiyetin bir ifadesidir. Bugüne kadar her milli meselede arkasındaki seçmen desteğinin büyüklüğü ne olursa olsun kamuoyu, partimizin ne dediğine ve kadrolarımızın ne yaptığına ve ne yapacağına dikkat kesilmiştir.

Bu yönüyle MHP temel meselelerine söz sahibi haline gelmiştir. Partimiz hükümetin yıkım projesine yönelik adımları atmaya başladığı ilk günden bugüne kadar da aynı duyarlılığı, kendisinden beklenen duruşu ve tepkiyi derhal sergilemiştir. 7 yıldır yönetimde bulunan AKP'nin hükümet olmayla devlet olma arasındaki farkı ayırt edemeyen özürlü demokrasi anlayışının geçmişte gerginlik ve kutuplaşmaya neden olduğunu hepimiz biliyoruz. Geride kalan yıllar, demokratik imkanların kendisine sunduğu sandalye sayısını başına buyruk yönetim zanneden despot zihniyetin, ülkemizin temel meselelerinde muhalefeti küçümseyen, hatta aşağılayan tavrının örnekleriyle doludur. Bugüne kadar Kıbrıs, Ermeni meselesi, terörle mücadele, Kuzey Irak ilişkileri gibi konularda görüşümüze başvurmamış; uyarı ve öngörülerimizi dikkate almamış olan AKP, aynı tutumunu sözde Kürt açılımı adını verdiği yeni süreçte de devam ettirmiştir. Partimizi ve bize güvenen milyonlarca vatandaşsfcneydoğu, ister Kürt meselesiımızın hassasiyetini umursamayan AKP, önce aydınlığı kendinden menkul çevreleri bir araya getirerek olaya bilimsellik katmak istemiştir.

Ancak bizim katılımcılara 12 kötü adam yakıştırmamız, oynanan oyunu gün ışığına çıkarmıştır. Bu kapsamda partimiz, kamuoyu ve azim milletimizi uyarmak için süreci yakından takip etmiştir. 30 Temmuz 2009 tarihindeki basın açıklamamızda, gidilen yolun Türkiye Cumhuriyeti'nin iyi devlet niteliğini ve üniter siyasi yapısını tasfiye süreci başlatacağını, bölünerek demokratikleşen bir devletin olmayacağını;11 Ağustos 2009'da hükümetin izlediği yol ve yöntemi bildiğimizi, ABD kaynaklı bu sürecin karşısında olacağımızı, milletimizin sahipsiz olmadığını, açılımın anayasal suç teşkil edeceğini, 20 Ağustos'ta yaratılmak istenen kavram kargaşalarına dikkat çekerek tuzağa asla düşmeyeceğimizi ve yıkımın ortağı olmayacağımızı; 21 Ağustos'ta hükümetin siyesi kararlarına destek verdiği yönünde işaretler aldığımız Milli Güvenlik Kurulu'nu açıklamalarını eleştirerek devlet politikalarına riayet ve dikkat edilmesi gerektiğini; 22 Ağustosta ise başbakanın MHP'ye yönelik yalan ve iftiralarına karşı duruşumuzu devam ettireceğimizi kamuoyuyla paylaştık. Yine bu kapsamda terör ve bölücülüğün bugünlere kadar nasıl geldiğini, hükümetin elinde nasıl büyüdüğünü, ayrıntılı tahminler ortaya koyan 25 Ağustos değerlendirmemizde, milli bekaya yönelik tehditleri tek tek vurgulayıp bundan sonra karşımıza çıkacak bütün stratejik ihtimalleri sorguladık.

8 Eylül'de yazılı açıklamayla yıkım politikasına iftar sofralarının bile alet edilmek istenildiğinin, hükümetin PKK taleplerinin önünü açmaya çalıştığının uyarısını yaptık. 14 Eylül'de kapalı oturumu kabul etmeyeceğimizi, AKP'nin demokrasi maskesinin arkasındaki yıkım sürecini gizleyemeyeceğini, pazarlıkların ortaya çıkacağını, hükümetin açıklamaktan kaçındığı yol haritasının netleştiğini paylaştık ve uyardık" ifadelerini kaydetti.

"MHP ASLA SESSİZ KALMAYACAKTIR"

Hükümeti bu konuda uyardıklarına vurgu yapan Bahçeli, "7 yıldır yaptığımız bütün uyarılar hükümetin yüz boyu yaptığı Kürt açılımına tepkilerimizin ana başlıkları olarak;

1: Hükümetin tehditleri süreç küresel güç tarafından bölgemizin yeniden tanzimine yönelik küresel projedir. Başbakanın eş başkanlığını yaptığı ve özellikle İslam dünyasının yıkımıyla sonuçlanacak olan Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir ayağıdır.

2: Önemsizmiş gibi gösterilerek atılmak istenen adımlar hızla çok büyük siyaset sorunları doğuracaktır. Türk milletinin bekası tehlikededir.

3: Önüne gelenin yaptığı, ülkesiyle bölünmez bütünlüğe ve sözde taahhütlere rağmen süreç Türk milletini bölünmeye götürmektedir.

4: Etnik ve kültürel yapının anayasal zemin bulması halinde iki milletli, iki devletli bir yapı mukadder hale gelecektir.

5: Böylesi bir ayrışma türkü kendi vatanında etnik nüfus seviyesine indirgeyecektir.

6: Devlet yapısı ve millet bütünlüğü ortadan kalkacaktır.

7: Süreç, sözde açılımın toplumsal boyutu, PKK'nın bile yapamadığı ayrışmaya neden olacaktır.

8: Bin yılda yoğrulmuş milli kimlik geri dönüş gösterecek yaşanacak sosyolojik kırılmanın tedavisi asla mümkün olmayacaktır.

9: Devlet, millet ve vatan için bu derece önemli olduğuna inandığımız bu sürecin devamı, milli devlet ve üniter yapı için tam bir yıkımla sonuçlanacaktır.

10: Atılması düşünülen yıkıcı adımlar, anayasal suç niteliği taşımaktadır. Hangi devlet kurumların arkasına saklanırsa saklanılsın hükümet iradesinin devleti bölüştürme ve değiştirme yetkisi bulunmamaktadır.

11: Gelişmelerin hiçbir noktasında MHP yer almayacak, destek olmayacak, hepsinden önemlisi asla sessiz kalmayacaktır. Yüksek sesle ve tam bir zamanlamayla yaptığımız bu uyarılar ne mutlu ki kamuoyunda olumlu yankılar bulmuştur. Gelişmeleri sessizce izleyen ve adeta kaderine razı olan aziz milletimiz yalnız ve sahipsiz olmadığını anlamıştır" dedi.

"AKP'NİN TAKTİĞİ KARŞISINDA TEK BAŞIMIZA DİRENİYORUZ"

MHP'nin son aylarda etkin ve yüksek sesli çıkış yağtıını kaydeden Bahçeli, "Partimizin zamanında müdahalesiyle yıkım projesinin ikinci projesi başlarken durdurulmuş; yıkım, kaygı ve gevşemeye neden olmuştur. Başbakan Erdoğan'ın ABD'de yaptığı konuşmada yıkım projesinin hazmettire hazmettire ilerleyeceğini söylemesi, bu arayışın işaretidir. Çıkışlarımızın ardından yüksek debili ses arayan kamuoyunun tavrı değişmiş ve yıkım sürecini savunanların sıkıntıları artmıştır. Hükümetin yıkım sürecinde özellikle partimize yönelik işbirliği çağrı ilişki, görüşme, bilgilendirme, buluşma maskesi altında kurulmak istenen temasların maksadını, bu gelişmelerin ve hazırlıklarında, seyrinde aramak gerekmektedir. Stratejilerinin değiştirmeğe dair hiçbir emare bulunmayan AKP'nin, taktiği karşısında tek başına direnen MHP'yi sürece dahil etmek kurnazlığı ortaya çıkmıştır. Sürecin başından beri yıkım projesinin sahipleriyle ilişki kurmaktan, bir arada görünmekten, birlikte hareket ediyormuş gibi izlenim vermekten veya göz yumuyormuş gibi kanaat uyandırmaktan kaçışımızın nedeni de bundandır. Kapalı oturumda ısrar edilecekse yapılacak görüşmeleri kamuoyuyla paylaşacağımızı ilan ettik. Bugüne kadar yaşanan gelişmeler, siyasi hareketimizi 'tabela partisi' olmakla küçümseyen, 'yavru muhalefet' diyerek tahkire yeltenenlerin hizaya geldikleri, MHP'nin yerini ve gücünü gördükleri gerçek bir siyasi ders anlamı taşımıştır. Tavrımızı hiç bir anlayış, gelişme veya beyhude davet çağrıları, bu duruşumuzu bozmaya yetmeyecek. Ve partimizi çözüm adı altında Türkiye'nin önüne konulan dayatmalara rıza göstermemizi sağlayamayacaktır. Çünkü MHP, kafaların ve gönüllerin karıştırılmak istendiği bu ortamda milletin yegane dayanağı ve güvencesi ayakta duran moral değerlerin ve inancın son kalesidir" diye konuştu.

BAHÇELİ'NİN KÜRT AÇILIMINA 11 TEPKİSİ 836952807
gizligörev39
gizligörev39
Yönetici
Yönetici

Mesaj Sayısı : 1035
Teşekkür Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 02/09/09
Yaş : 30

https://milgenc.forum.st/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 :: HABERLER :: Haberler

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz