'KRİZLE MÜCADELE EDİLSEYDİ FATURA AĞIR OLMAZDI'

[gizligörev39]

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''İnanın bana, krizin teğet geçtiğiyle ya da en az etkilediğiyle ilgili iddialardaki kararlılık ve inat, yerini biraz olsun krizle mücadeleye bırakmış olsaydı, krizin faturası bu kadar kabarık olmazdı'' dedi. İkitelli Organize Sanayi Sitelerinde hizmet veren KOBİ temsilcileriyle Es-Koop Sanayi Sitesi Kültür Merkezinde bir araya gelen Bahçeli, Türkiye'nin çok zor ve meşakkatlerle dolu bir süreçten geçtiğini, uluslararası ilişkilerde her geçen gün irtifa kaybeden itibarın, zafiyet içinde kıvranan yönetimin, yürekleri yakan şehit haberlerinin, bölücü terör karşısındaki hareketsizliğin, sorunlarla boğuşan ekonomik yapının bugün herkesin yaşadığı ve şahit olduğu gerçekler olduğunu söyledi.

''Türkiye ekonomisinin 2009 yılı krizini en ağır ve doğrudan doğruya hisseden en başta sizler oldunuz. Acısını siz çektiniz, bedelini de siz ödediniz'' diyen Bahçeli, krizin ekonominin tüm kanallarını tıkadığını, tedarik, üretim, pazarlama ve dağıtım arasındaki ilişki ve irtibatı kopardığını kaydetti.

''Ekonomideki derin kırılma ve çatlaklar siyasetteki istikrarsızlıklarla birleşince maalesef Türkiye'nin nefessiz ve dermansız kaldığını, üreten ve iş sağlayan girişimcilerin çok zor günler geçirdiğini'' ifade eden Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Türkiye ağır bir ekonomik krizin tüm göstergelerini ve sancılarını yaşamıştır ve bundan da Türk girişimcisi ve çalışanları tüm boyutlarıyla etkilenmiştir. Açıktır ki, son 7,5 yıldır üreten ve çalışanlar dikkate alınmamış, işsizliği azaltan bir büyüme stratejisi tespit ve tayin edilmemiştir. Ekonominin istikrara kavuşabilmesi için alınması gereken tedbir ve teşviklerin ihmali yangını her tarafa sıçratmış, krizden etkilenmeyen, olumsuz sonuçlarından mahrum hiçbir kesim kalmamıştır.

Sizler, girişimciliğe değer kazandıran olgunun para kazanmak değil, ekonomik değer yaratmak olduğunu açıkça gösterdiniz. Asla açgözlülük ve köşeyi dönmek gibi iptidai davranışlara itibar etmediniz. Bunları her zaman elinizin tersiyle ittiniz. Takdir edersiniz ki, girişimcilik emek ve sermaye sarf etmeden ve üstelik başkaları tarafından elde edilmiş değerleri kendi tarafına ve alanına aktarmak değildir. Böylesi bir sapma halinin, girişimciliğin yanlış değerlendirilmesine yol açacağı gibi toplum ve iş ahlakına da ciddi zararlar vereceğini düşünüyorum.

Ekonomik krizi fırsat görerek, günün muktedirlerinin sağına soluna sığınarak, kurnazlık gösteren, alın teri ve yıllarını feda etmeyen bazılarının tez zamanda köşeyi dönmek adına girişimcilerimizin yazılı olmayan geleneklerini ve kaidelerini ihlal ettiğini herkes artık biliyor. Bunlara engel ve mani olmak elbette önce sizin görevinizdir. Ve bunların hesabını sormak da siyasi olarak bizim boynumuzun borcudur.''

-''KRİZ HERKESİ AĞIR ŞARTLARA SOKTU''-
MHP Genel Başkanı Bahçeli, ekonomik krizin her kesimi ve sektörü çok ağır şartlara soktuğunu belirterek, ''Türkiye krizi, hem dış ticaret yoluyla, hem de reel sektör vasıtasıyla acı bir şekilde yaşamıştır ve bu süreç hala devam etmektedir'' dedi.

İşsizliğin herkesin ortak sorunu olduğunu ve bu alandaki çaresizliğin ortada olduğunu anlatan Bahçeli, ''Türkiye, dünyada işsizliğin en çok yaşandığı ülkelerden birisi olmuş, ama buna rağmen siyasi sorumluluk taşıyanlar gözleri kararmışcasına 'krizin teğet geçtiğini' iddia edebilmişlerdir'' dedi.

En başta ekonomik krize karşı gösterilen duyarsızlıklar ve hatta sorumsuzlukların, problemlerin katlanmadan, toplumsal yapıya yerleşmeden ve ekonomik sisteme sinmeden çözülmesine imkan tanımadığını ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:

''Bildiğiniz gibi, ekonomideki bozgun bir türlü dikkate alınmamış, krizin yüksek maliyeti sürekli boş ve temelsiz sözlerle geçiştirilmiş ve küresel alana ihale edilmeye çalışılmıştır. Dışımızdaki ülkeler gerekçe gösterilerek krizin makul ve normal bir süreç olarak gösterilmesi konusunda çok ciddi çabalar sarf edilmiştir. Ekonomi her alanda imdat çağrıları vermiş, alarm zilleri çalmış, ama bu işaretleri sorumluluk mertebesinde olanlardan gören, duyan ve fark eden olmamıştır. Böylesi bir tablodan anlaşılması gereken en öncelikli husus şudur; bugün insanımızın artan ve kapsamı genişleyen sorunlarının en başında işsizlik, üretim eksikliği, gelir dağılımı adaletsizliği ve yoksulluk sorunu gelmektedir. Ekonomik problemler çözülmeden, istikrarlı ve güçlü bir ekonomik iklim tesis edilmeden, girişimcimize destek olunmadan ve gerekli mali katkılar sağlanmadan söylenecek her söz bizim açımızdan içi boş, bir anlam ifade etmeyen ve kesinlikle kabul edemeyeceğimiz bir durum olacaktır. Türkiye krizin yarattığı sis ortamında yolunu ve yönünü kaybetmiş, bunun üstünü örtmek amacında olanlar ise sürekli gündemi saptırmakla meşgul olmuşlardır. İkitelli'de kriz deprem etkisi yapmış, ama bununla doğrudan ilgilenmesi gerekenler ufak hesaplarla kısır gündemlerine dalmışlardır. Bu çerçevede krizin sözde 'teğet geçerken' yere serdiği Türkiye ekonomisi, toparlanma ve ayağa kalkma emarelerini gerçek anlamda bir türlü gösterememiştir.''

''Ekonominin dümenini uluslararası kuruluşların raporlarındaki rakamsal gelişmelere çevirenlerin, açıklanan bazı olumlu gelişmelerle herkesi aldatmayı da ısrarla sürdürdüğünü'' ifade eden Bahçeli, ''Krizden çıktığımızın kanıtı olarak ya da önümüzdeki dönemlerin iyi olacağının müjdesini yalancı şahitlere dayanarak verenler, sizlerin krizden dolayı nasıl içler acısı bir ortamla karşılaştığınızı anlamayacak kadar basiretlerini kaybetmişlerdir'' dedi.

Türkiye ekonomisinin, küresel spekülatörlerin ve uluslararası finans kuruluşlarının insaf ve merhametine tam anlamıyla terk edildiğini belirten Bahçeli, ''Bunlara başarı diyebilmek için ise ancak ve ancak hayata ve gerçeklere kara bir propaganda gözlüğüyle bakmak yeterli olacaktır'' diye konuştu.

-''VİZYONSUZ BİR YÖNETİMLE VARILACAK HEDEF KALMAMIŞTIR''-
''İnanın bana, krizin teğet geçtiğiyle ya da en az etkilediğiyle ilgili iddialardaki kararlılık ve inat, yerini biraz olsun krizle mücadeleye bırakmış olsaydı, krizin faturası bu kadar kabarık olmazdı'' diyen Bahçeli, ekonomide güven ve geleceğe yönelik iyimser beklentilerin önemine işaret etti.

Ülke ekonomisinin yangın yerine döndüğü, işsizliğin her haneye çöreklendiği, yoksulluğun kol gezdiği, işletmelerin kapandığı, ayakta kalanların da borçlarını ödeyemediği bir ortamda ''bize bir şey olmaz'' demenin en hafif tabirle milletin idrakiyle alay etmek olduğunu dile getiren Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''İşte böyle bir bakış ve yaklaşım tarzından dolayı, krize karşı hiç cephe savaşı verilmeden ekonominin tüm mevzileri teslim edilmiş ve bütün sektörlerin işgal ve istilasına bilerek göz yumulmuştur. Sorunların kaynağını dışarıya bağlayan, olumlu bazı gelişmeler belirince bunu kendisine yoran vizyonsuz bir yönetimle gidilecek menzil ve varılacak hedef artık kalmamıştır.

Hükümet olmak her şeyden önce inisiyatif ve sorumluluk almakla anlam ve değer kazanacaktır. Sürekli suç ve suçlu arayan, kusurları ve kabahatleri kendi dışına iten bir zihniyetin, ekonomide nükseden bir hastalığı bırakın tedavi etmeyi, doğru teşhis dahi koyamayacağını düşünüyorum.

Böylesi bir anlayışla ilerleme kaydedilmesi ve ekonomide mesafe alınması çok zordur ve bunu da bu zamana kadarki acı tecrübelerimiz açıkça göstermiştir. Ekonomideki problemler yumağı, dışarıdan gerekçeler arayarak, içerideki yanlışın üstünü örtmeyle giderilemeyecektir.''

-''BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN KARINI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL''-
''Türkiye ekonomisi batmış ve her sektörde iflaslar artmışken, üstelik işsizlik çığ gibi büyümüşken, bankacılık sektörünün 20 milyarı aşan karını anlamak mümkün olmamıştır'' diyen Bahçeli, ''Bu neyin karıdır? Nasıl bir sorumluluk göstergesidir? Peki, ülkemiz ekonomisinin uçurumun kenarına kadar geldiği bir dönemde, bankacılık sektörünün bu kadar çok kar etmesini tutarlı ve kabul edilebilir görmek ne kadar doğrudur?'' diye sordu.

Ahlaki zemine yaslanmayan ekonomi zihniyeti ve uygulamalarının, kendisini bu sorgulamaların dışında tutmak için tertipler içinde olacağını belirten Bahçeli, ''Ancak cin şişeden bir kere çıkmıştır. 'Komşusu açken, tok yatan bizden değildir' diyen yüksek erdemin, eşsiz bir ahlaki kaygı taşıdığını, ama bu sözleri ekonomik ilişkilere yansıtmakta bir o kadar da başarısız olduğumuzu hatırlatmak isterim'' diye konuştu.

KOBİ'lerde istihdamı geliştirici bir teşvik sisteminin benimsenmesi, KOBİ'ye yönelik özel bir bürokrasi sistemi kurulması ve her türlü işlemin basitleştirilmesi, yenilikçi gelişmelerin hızla KOBİ sistemine aktarılması, KOBİ'ler için kolay erişilebilir finans sistemi tasarlanması, Halk Bankası'nın bu alanda daha yoğun ve çeşitli faaliyet vermesinin sağlanması gerektiğini anlatan Bahçeli, KOBİ'lerin iç pazarla bütünleşmeleri için devlet ve sivil toplumun gerekli sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini söyledi.

-KATILIMCILARIN SORULARINI YANITLADI-
Bahçeli, konuşmasının sonunda katılımcıların sorularını da yanıtladı.

''Başbakan Erdoğan, yurt dışı gezilerine kendi çevresinden girişimcileri götürüyor. Siz bizi ne zaman götüreceksiniz?'' diye sorulması üzerine Bahçeli, ''Benim özel çevrem yok. Sadece ve sadece istihdam yaratan ve bir kişiye bir istihdam veren, eli öpülecek insanlarım var'' dedi.

Bahçeli, ''Merkez sağı birleştirmeyi düşünüyor musunuz?'' sorusuna, ''Bu, siyasetimizin yıllardır arzuladığı, aranan bir siyasi yol olarak dikkat çekmektedir. MHP, Türk toplumunun genel kabul gören değerlerini siyasi programına esas kabul eden, dolayısıyla toplumsal merkezin siyasal izdüşümü olan siyasi merkezin ta kendisidir. Böyle bir merkez sağı da solu da birleştirmeyi hedef alır. Öncelik tabii ki sağ'' yanıtını verdi.

Devlet Bahçeli, bir katılımcının, ''Biz artık huzur istiyoruz. Her gün şehit haberleri duymak istemiyoruz. Artık bu işi bitirin. İşler çok kötü, dayanamıyoruz artık, yeter artık'' demesi üzerine ''İnşallah güzel günler yakın, bundan emin olun ve sabırlı olun'' diye konuştu.