Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Manisa Ülkü Ocaklarında Atatürk ve Cumhuriyet Etkinliği

Aşağa gitmek

Manisa Ülkü Ocaklarında Atatürk ve Cumhuriyet Etkinliği Empty Manisa Ülkü Ocaklarında Atatürk ve Cumhuriyet Etkinliği

Mesaj  Kızgın Sokaklar Cuma Ekim 30, 2009 2:43 pm

Manisa Ülkü Ocaklarının, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle gerçekleştirdiği, Atatürk ve Cumhuriyet konulu etkinlik, belediye kültür sitesi lale salonunda gerçekleştirildi. Etkinlikte, yönetmenliğini ünlü tiyatro ve sinema oyuncusu Turgay Tanülkü’nün yönettiği, Manisa Ülkü Ocakları gençlerinin canlandırdığı, Atatürk ve Cumhuriyet adlı gösteride yer alan tiyatral sahneler, etkinliğe katılanlar tarafından büyük bir beğeni ile izlendi.

Sık sık, tezahüratlarla, alkışlarla desteklenen etkinliğe, Manisa belediyesi Başkan vekili Azmi Açıkdil, belediye başkan yardımcısı Mesut Bayram Laçalar, Türk Ocakları Manisa Şubesi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya, Manisa Ülkü Ocakları İl başkanı Ali Özkan, MHP Merkez İlçe Başkanı Tamer Akal, MHP İl yöneticileri, partililer, ülkücüler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Etkinlikte açılış konuşmasını yapan Manisa Ülkü Ocakları İl Başkanı Ali Özkan,” Mustafa Kemal Atatürk ve kurucu kahramanlar tarafından, muhteşem bir mücadele ile kurulan, Cumhuriyetimizin 86. yılını idrak edeceğiz. Bu gece vesilesi ile, büyük Türk milliyetçisi ulu önder Atatürk’ü Aziz Şehitlerimizi ve Gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşu umutsuzluk, yoksulluk, yılgınlık içinde ve hareketsiz kalmış olmasına rağmen, millet kudretine olan inancın, ve atıl duran bu güçten, nasıl bir mücadele yöntemi ile sonuca ulaşabileceğinin eşi bulunmaz bir örneği olmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti devleti, temelini, egemenlik hak ve sınırlarını, bin yıla yaklaşan bir tarih birikimiyle, kendi milli değerleri üzerinde oluşturmuştur. Cumhuriyet bu açıdan yalnızca bir yönetim değişimi değil, köklü bir soysa kültürel gelişimin ve milletleşme sürecinin de dönüm noktasıdır. Cumhuriyet, vatandaşlarımız arasında, eşitliği ve katılımı sağlarken, demokrasiye yönetim açısında işlev, sosyolojik olarak beşeri bir taban kazandırmaktadır. Bu milliyetçi siyasetinde, hareket ve çıkış noktalarından biridir. Türkiye’nin bu gün tıpkı 1923 ruhunda anlamını bulduğu gibi, sorunlara başka başkentlerin çekim ve cazibe alanından değil, başkent Ankara’dan bakan, onurlu duruş gösteren, ilkeli, kararlı cesur yönetime ve yönetim anlayışına ihtiyacı vardır. Türk milleti günümüzden çok daha karanlık bir tablo içinde, yokluk ve buhranlar arasında, 29 Ekim 1923 günü bir güneş gibi doğabilmiştir.

Cumhuriyetimizin bu günde aynı ruh ve ilham ile ayağa kalkmaması için, hiçbir neden yoktur. Bu duygularla, büyük Türk milletinin Cumhuriyet Bayramını kutluyor, sonsuza kadar Varol Türkiye diyorum” dedi.



BÖYLE BİR HÜKÜMET BÖYLE BİR YÖNETİM TÜRKİYEYE DAHA ÖNCEKİ DÖNEMLERDE HİÇ GELMEDİ

Öte yandan etkinlikte seminer veren Muzaffer Tepekaya,” Konuşmama Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bir konuşması ile başlamak istiyorum. Yeni Türkiye’nin eski Türkiye ile hiçbir alakası yoktur. Osmanlı hükümeti tarihe geçmiştir. Şimdi yeni bir Türkiye doğmuştur. Gerçi millet değişmemiştir. Aynı Türk unsuru bu milletli temsil ediyor. Ancak tarzı hidai değişmiştir. Türk tarihinde devamlılık vardır. Bilinen en eski Türk tarihinden bu güne kadar, nerede bir Türk devleti yıkılmış ise, onunu yıkıntıları üzerinde yeni Türk devletleri, yada Türk devleti kurularak, bu güne kadar gelmiştir.

Osmanlı devletinin yıkılışı ile de, Türkiye Cumhuriyeti devletini aynı Türk unsurunun kurduğunu, daha kuruluş 1923 yılında söylev ve demeçlerinde, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk belirtmiştir. Bunun için başka yerlere gitmeye gerek yok. Bu günlerde bir tartışma çıktı. Yok efendim Atatürk Kürtlere söz vermiş, sonradan caymış. Külliyen saçma ve külliyen yalan, böyle bir şey yok. Çıkan bu tartışma üzerine, yeniden bir araştırma yaptım. Bu dedikleri ve ileri sürdükleri, İzmit’te 16-17 Ocak 1923’te İstanbul gazetecilerine verdiği demecinde ki, Yunus Nadir’den alıntı yapılarak, bu güne getirilen ve Kürtlere söz verdi caydı gibi sözler söylenmektedir. Böyle bir şey yoktur. Kaldı ki, niye Atatürk İstiklal Savaşını kazandıktan sonra kürtlere böyle bir şey söz versin.

Bunun sözünü verecekse, milli mücadeleye başlarken vermesi lazım. Çünkü batıda savaşırken, güneydoğuda isyan çıkmasın diye. Kaldı ki kürt isyanları, milli mücadele döneminde hiç durmamıştır. İngilizlerle, Fransızlarla işbirliği yaparak, Ali çeteoğullları kürt devleti kurmak için, isyanlar hiç durmamıştır. Milli mücadeleye hiçbir katkıları yoktur. Başka bir şey var. Mademki böyle bir şey vardı ki, şimdiye kadar yapılan isyanlarda, şeyh sayit isyanında, dersim isyanında Atatürk bize söz vermişti, niye bunu yerine getirmiyor diye niye demediler de 2009 yılına kadar beklediler. Eğer böyle bir şey olsaydı, Atatürk’ün milli mücadele başladığı zaman, kürt aşiret ağalarına yazdığı 12 tane mektubu vardır. Hiç birisine de özellik yaparak, böyle bir taviz verici yazısı ve konuşması yoktur. Onlar kendilerine yeni belge yaratmaya çalışıyorlar. Sadece Yunus Nadir’nin 16-17 Ocaktaki belirttiği şudur. Henüz 1924 anayasası kabul edilmemiştir.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu anda bile 1921 teşkilatı esasiye kanunu ile idare edilmektedir. Sadece şunu diyor. Bilindiği gibi Osmanlı döneminde vilayetler vardı. Bu vilayetlerin kendi il genel meclisleri oluşuyordu, şimdi oluştuğu gibi. Orda ki seçimlerin sadece herkesin kendisinin yapabileceğini söylemiştir İstanbullu gazetecilere. Yoksa genel hükümet olarak, genel devlet olarak, Atatürk daha imsaki milliden itibaren, tam İstiklal ki, bu tam İstiklal her türlü, mali, iktisadi, siyasi üniter yapıda bir Türk devleti ön görmüştür. İsmet paşa Atatürk’e, azınlıklarla ilgili yasa getirmek istedikler, Florya köşküne geldiğinde saat 18:00 civarıdır, İsmete söyleyin sabah gelsin der. İsmet paşa gittikten sonrada, bahçıvanları çağırır ve derki, bahçedeki ‘Lale’ dışında bütün çiçekleri sökün atın. Sabah ise İsmet paşa köşke geldiğinde, köşkün bahçesindeki bütün güller ve diğer çiçekler sökülüp atılmış, sadece laleler kalmış. İsmet paşa Atatürk’ün huzuruna gelir ve Atatürk İsmet Paşa’ya derki; İsmet ben ‘Ne Mutlu Türk’üm’ sözünü boşuna söylemedim. Meclise azınlıklar kanunu gibi her hangi bir yasa gelemeyecektir diyor ve gelmiyor.

Mustafa Kemal Paşa Osmanlı döneminin paşasıdır. Bozkurt’u tüm Türk tarihi boyunca sembol olarak kullanan Atatürk’tür. Atatürk döneminde çıkan paraların üzerinde bozkurt vardı, pulların üzerinde bozkurt vardır. Ankaradaki ulus meydanındaki o heykelin altında bozkurt vardır. Bir gemi hadisesi vardır. Gemi çarpışması sonucu ilahi adalet divanına giden hadisede, Mahmut Esat bey bu davada başarılı olmuştur ve Atatürk ona onun için Bozkurt soyadını vermiştir. Atatürk bizzat, Denizlili Ressam Çamlıya, Türklerin Ergonokondan çıkışının resmettirmiş ve şimdi o resim eski Türk Ocağı Genel Merkezi, şimdi ise resim heykel müzesi olarak kullanılan binada asılı olarak durmaktadır.

Atatürk’ün bu millet için, bu devlet için yaptıkları ve bu devleti kuran iradeler için, her kesin, her şeyden evvel saygıyla, hürmetle, canla başla mücadele etmesi gerektiğini, bu ülkede her kesin bilmesi gerekir. Bu gün AKP’nin de bilmesi gerekir, kürtlerin de bilmesi gerekir. Şunun bilinmesi gerekir, bağımsız olmayanın hiçbir şeyi olmaz. Size çok basit bir örnek sunacağım. Sütçü imam üniversitesine sütçü imam’ın adını verdiler. Niye, kalelerinde hür bayrağı dalgalanmayan bir memlekette Cuma namazı kılınamaz dediği için. Atatürk ise Türkiye’yi kurtarıyor, bütün ülkede Cuma namazı kılınsın diye, ona saygı duyulmuyor hayret bir şey. Oradaki sütçü imam’a saygı duyuluyor ismi veriliyor, ama bizimkiler Avrupa birliğine uyum yasalarıyla Atatürk’ü anmaktan, Atatürk’ün resimlerini okullardan ve belirli yerlerden kaldırmanın peşindeler.

Yok böyle bir ülkü, böyle bir hükümet, böyle bir yönetim, Türkiye ye daha önceki dönemlerde hiç gelmedi. Bakın belki dikkatimizden kaçıyor ama, dinen yakın olan insanlar, sıcak bakan insanlar bilirler, bunlar Avrupa birliği istemiyor diye, vatikon istemiyor diye, Allah indiğinde tecil İslam din ibaresini Cuma hutbelerinden kaldırdılar. Ancak bazı cesaretli imamlar Cuma hutbelerinde söylüyorlar. Neymiş Avrupa hrıstiyanlık dinine, hoşgörüye, bir takım buluşmalara, hoş gelmezmiş. Maalesef Türk milleti olarak, İslam ülkesi olarak biz bunları yaşıyoruz” dedi.



Konferansın sonunda yönetmenliğini ünlü tiyatro ve sinema oyuncusu Turgay Tanülkü’nün yönettiği, Manisa Ülkü Ocakları gençlerinin canlandırdığı, Atatürk ve Cumhuriyet adlı gösteri büyük bir alkış ve beğeni kazandı. Etkinliğin sonunu da, Manisa Ülkü Ocakları İl Başkanı Ali Özkan, Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya ve ünlü sinema ve tiyatro oyuncusu ve aynı zamanda yönetmen, Turgay Tanülkü’ye teşekkür ederek çiçek verdi. Tanülkü, aldığı çiçek ve kendisine yönelik olarak iltifatlar karşısında göz yaşlarına hakim olamadı.
Kızgın Sokaklar
Kızgın Sokaklar
ORGENERAL
ORGENERAL

Mesaj Sayısı : 284
Teşekkür Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 03/10/09
Yaş : 28
Nerden : TURAN sokakları

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz