Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ÜLKÜ OCAKLARI || ÜLKÜCÜLER ADINA KİM KONUŞUYOR?

Aşağa gitmek

ÜLKÜ OCAKLARI || ÜLKÜCÜLER ADINA KİM KONUŞUYOR? Empty ÜLKÜ OCAKLARI || ÜLKÜCÜLER ADINA KİM KONUŞUYOR?

Mesaj  yolların sonu Ptsi Nis. 12, 2010 9:52 pm

ÜLKÜCÜLER ADINA KİM KONUŞUYOR?
ÜLKÜ OCAKLARI || ÜLKÜCÜLER ADINA KİM KONUŞUYOR? 26287_1389801914289_1509337061_30957326_2840131_a

11.04.2010 tarihinde Zaman Gazetesi’nde yayınlanan “Darbe mağduru Ülkücülerden ortak deklarasyon: Reformu destekliyoruz” başlıklı haber; Milliyetçi ve Ülkücü iradenin yönlendirilmesine ilişkin kirli senaryolardan biri olması hasebiyle dikkat çekici ve ibretliktir.



Söz konusu haberin, ikinci paragrafında “mağdur arkadaşları adına bildiriye imza atan 39 ülkücü”den (bahsi geçen 39 kişiden, söz konusu bildiriden habersiz olduklarını açıklayanlar da vardır) söz edilmektedir. Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik ilkesi doğrultusunda ve teamüllerimiz gereği, her “ülkücünün” kendi görüş ve düşüncelerini açıklamasını, tabii bir hak olarak görüyor, saygıyla karşılıyoruz. Ancak bu açıklama, Ülkücü Hareket’in 12 Eylül darbesinin ardından yaşadığı “mağduriyeti”, kendi tekellerine alarak, bu mağduriyetin referansı ile mevcut hükümetin değirmenine su taşıması anlamına gelmektedir.



“Mağdur arkadaşlar” gibi iddialı bir vasıfla, Ülkücüler adına, böyle bir bildiriye imza atmak, söz konusu haberde adı geçen 39 kişinin asla ve kat’a hakkı da, haddi de değildir. Zira mağdur olan, bizatihi Ülkücü Hareket’tir. Bu 39 kişi, “okyanus ötesi projelerin” taşeronu olan AKP hükümetinin, sözde reform fakat özde yıkım paketine destek vererek; “ABD destekli 12 Eylül darbesinin” yol açtığı mağduriyetlerini, yine “ABD merkezli” sivil darbeye destek vererek mağlubiyete çevirmişlerdir.



Mağlubiyetlerine meşruiyet zeminini de yine bir aymazlıkla Anayasa’daki geçici 15. maddede kutsamaya çalışmaları ayrı bir garabet ürünüdür. Bu vesileyle bütün kamuoyuna çağrımız şudur ki; Ülkücü Hareket geçici 15. maddenin kaldırılmasını, 12 Eylül cuntacılarının yargılanmalarını elbette destelemektedir. Kara Eylülün kara sehpalarına Mustafa Pehlivanoğlu’nu, Fikri Arıkan’ı, Selçuk Duracık’ı, Halil Esendağ’ı, Cevdet Karakaş’ı, Ahmet Kerse’yi, İsmet Şahin’i, Ali Bülent Orkan’ı, Cengiz Baktemur’u kalleşçe gönderip idam edenleri ve yanı sıra Ülkücüleri zindanlarda işkencelere tabi tutanları unutmamıştır, unutmayacaktır ve unutturmayacaktır. İşte tam da bu nedenle, Ülkücü Hareket 12 Eylül cuntacılarından hesap soracaktır. Ancak sözde anayasa reformunu, sadece geçici 15. maddenin kaldırılmasına indirgeyen bu zihniyet, zikredilen paket içerisinde yer alan ve bölücübaşının taleplerini içeren maddeler hakkında ne düşünmektedir? Bu muhterem ağabeylere(!) soruyoruz; ne yapmaya çalışıyorsunuz? Kenan Evren ve cuntası ile hesaplaşma gayretkeşliğinde bu pakete destek verirken, Türk Milleti ile binlerce yıldır görülmeye çalışılan hesabın bir yenisinin daha ortaya konulduğunun farkında değil misiniz?



Biz, teslim olmayanlar, AKP-ABD-AB-ŞİRKet “kutsal ittifak”ına boyun eğmeyen ülkücüler; bahsi geçen 39 kişinin açıklamalarını kabul edilemez olarak nitelendiriyoruz. Ülkücü Hareket adına konuşma salahiyetine sahip olan müesseseler, merhum Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş’ten emanet olan Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları’dır. Bu minvalde, aynı gün, MHP Ankara İl Başkanlığı’nın ev sahipliğinde düzenlenen “1. Bölge İstişare Toplantısı”nda konuşan Ülkücü Hareket’in Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin;



“Biz, kendine eski ülkücü veya eski MHP'li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olamayıp, itibarını bile hala bu kutlu hareketin eskisi ve müsveddesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşemeyiz. Son günlerde, merkezi Amerika olan bir zihniyetin ülkemizdeki uzantıları ile beslenen işbirlikçileri, milliyetçi-ülkücü hareket için yoğun bir kampanyaya başlatmışlardır. Bunlar, ağızbirliği etmişçesine, TRT ekranlarında birer birer boy göstererek, gazete sütunlarında ardı ardına makaleler yazarak, Milliyetçi Hareketin meseleler karşısındaki duruşunu ve tavrını eleştirme ve yönlendirme yarışına girmişlerdir. Bunlar; partimize mensubiyetleri, kendinden menkul zavallıları bularak konuşturmakta ya da dava arkadaşlarımın geçmişte çektiği çileler üzerinden ağır tahriklerle milliyetçilik ve meşakkat istismarı yapmaktadırlar." Cümlelerini tarihi bir cevap olarak niteliyoruz.



Teslim olmayıp, demokratik mevzileri terk etmeyen Sayın Bahçeli’nin ilkeli siyasetini, merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in yine böyle buhranlı bir dönemde yaptığı şu çağrıda da okumak mümkündür: “Ben Türk Milletini sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye… çağırmıyorum.” Hâlbuki, adı geçen kişiler “bir kilo ıspanak fiyatına” bedel bir gazetede Türk Milleti’ni açılım safsataları ile üçüncü dünya ülkelerine pazarlanan fason demokrasilere çağıracaklarına- milli iradenin tecelligahı sandığa çağırdıkları an gerçek ülkücü tavrı sergilemiş olacaklardı. Ancak o zaman mağduriyetlerini muzafferiyete dönüştüreceklerdi.



Referansını “okyanus ötesinden” alan Zaman gazetesinin, gerek köşe yazılarıyla gerekse bu tip haberlerle, MHP’yi karalama çabasına girişmesi tesadüf olmasa gerekir. Zira yükselen oy oranıyla MHP, AKP yandaşlarını derin bir endişeye sevk etmiştir. Bundan ötürü, “eski ülkücü”, “ülkücü ağabey” gibi ne olduğu belirsiz sıfatlara haiz bir takım kişileri kendi istekleri doğrultusunda konuşturup kamuoyunu manipüle etme teşebbüsüne yönelmektedirler. Yalan ve iftira dolu haberlerle Ülkücü Harekete rol biçmeye çalışan bu güruha en güzel cevabı, ortaya koydukları tavır ve duruşla, geçmişten günümüze davamıza en büyük katkıları sağlayan ülkücü ağabey ve ablalarımız verecektir.



Ülkücü Hareket’in Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin şu soruları bu cenahın yaşadığı algı kırılmalarına şerh düşmektedir:

“Bu kutlu dava bugüne kadar büyük mücadelelerin yanı sıra ağır badireleri de aşarak gelmiştir. Bugüne kadar yaşadığımız bütün sıkıntılara tek başımıza katlanırken, büyük mağduriyetler yaşarken, bu zihniyet sahiplerinin Allah rızası için hiç halinizi hatırınızı sorduklarına şahit olanınız var mıdır? Türkiye’nin karanlık dönemlerinde, bu kutlu hareket inanç mücadelesi verirken, gencecik ülküdaşlarımız toprağa düşerken; bunların kıllarını kıpırdattıklarını, dönüp baktıklarını, bir yaramızı sardıklarını, arkamızdan bir fatiha gönderenini göreniniz olmuş mudur?”


Muhterem ağabeylere(!) bir kez daha soruyoruz: Hasta olduğunuz vakit halinizi hatırınızı kim soracak? Başınız dara girdiği vakit yanınızda kim olacak? Sahi sizin cenazenizi kim kaldıracak?
ÜLKÜ OCAKLARI GENEL MERKEZİ
yolların sonu
yolların sonu
Yönetici
Yönetici

Mesaj Sayısı : 403
Teşekkür Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 26/08/09

https://milgenc.forum.st

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz